YAŞAM BOYU ÖĞRENME: Yaşam boyu öğrenmenin temel ilkesi bilinçli ve amaçlı olarak yaşam boyunca öğrenmeye devam etmektir. Yaşam boyu öğrenme, hem mesleki gelişime hem de yaşamı zenginleştirmeye/ bireysel gelişime katkıda bulunur.Yaşam boyu öğrenme sürecinde eğitim öğretmen merkezli değil, öğrenen merkezli olmalıdır. Öğretmenin bilginin tek kaynağı olma rolü değişmiştir. Öğretmen hem öğrencileri hem de kendisi için öğrenmeyi artıran kişidir.Bu yaklaşımda; öğrenme içeriği ve yöntemler, bireyin yaşamına ve iş deneyimlerine uygun olarak belirlenmelidir.
ikili kod teorisi: Tanım Hem görsel hem de sözel olarak kodlanan bilginin, uzun süreli bellekte saklanma ve hatırlanma şansının, bunlardan sadece birisiyle işlenen bilgidekinden daha yüksek olduğu teorisi.
Kontrol odağı: Kontrol odağı tanımı, ilk defa Rotter tarafından 1966 yılında yapılmıştır. Kontrol odağı, her zaman bireyin etrafında gelişen olayları algılama biçimi ile ilgilidir. İnsanlar, karşılaştıkları durumlar üzerinde ne kadar kontrol sahibi oldukları hakkında farklı düşünüş tarzlarına sahiptirler. Kontrol odağı algılamaları kişilerin hayat tecrübeleri ile de ilintilidir. Bunun yanında, konuya daha geniş bakıldığında sosyal sınıf da kontrol odağı üzerinde önemli rol oynamaktadır.
ÖĞRENME GALERİSİ
* * öğrenciler öğrendiği herşeyi resim galerisi gibi duvarlara asarlar diğerleri de listeleri gezer ve eklemek istediklerini eklerler en son eklenenler özete dönüşür sınıfa sunulur. * * Değerlendirme ve pekiştirme amacı ile kullanıla bilecek işlevsel bir tekniktir. Uygulama adımları şu şekilde sıralanabilir: * * Öğrencilerin küçük gruplara ayrılması, * * Grupların öğrendiklerini gözden geçirmesi, * * Bunları listelemesi, * * Duvara asmaları, * * Tüm grupların listelerinin incelenmesi, * * Eklemeler yapılması.
DALTON PLANI: Öğrencilerin ilgi ve yetenekleri birbirinden farklı olduğu için, bunları bir "sınıf"a doldurarak ortak ders yapmak doğru değildir. İnsanların kimi sanata, kimi bilime yatkın olur; aynı konuyu kimi bir saatte öğrenir, kimi iki saatte. Öte yandan, insan kendinin de aktif olarak katıldığı konuyu daha çabuk, daha kolay öğrenir. Öğrenci, kendi kendine çalışmayı öğrenmelidir. * Dalton Plânında okulun öğretim ortamları (sınıflar) her ders için ayrı ayrı düzenlenmiş ve oraya, o ders ile ilgili kitap ve diğer malzemeler konmuştur. Her dersin 10 ay boyunca öğretilecek konuları önceden hazırdır ve öğrenci bu konuları alır, o dersin "laboratuvarında" kendi öğrenme hızı ile öğrenir. * Her laboratuvarda bir rehber öğretmen oturur ve çocuklara yardım eder. Öğrenci her konuda baştan verilmiş sorulara göre bir "çalışma plânı" hazırlar. Bütün çalışmalar laboratuvarda yapılır; evde çalışma yapılmaz. Bir konu öğrenilmeden diğerine geçilmez. Bir üniteyi bitiren öğrenci, o ünite ile ilgili bir testten geçer.Öğrencinin günlük çalışmaları hem öğrenci hem de öğretmen tarafından izleme kartlarına işlenir.
BÜTÜNCÜ (MOLAR) DAVRANIŞ: Bütüncü davranışın ana niteliği amaçlı oluşudur. Tolman'a göre davranışı küçük parçalara, elementlere ayırarak çalışmak, davranışın.anlamını kaybettirmektedir. Bütüncü davranış, anlamı olan nisbeten büyükçe bir birimdir. Örneğin; farenin labirentte yiyeceği bulması, işe arabayla gitme, yemek pişirme, çamaşır yıkama, sınavda cevapları yazma vb. davranışlar bütüncü davranışlardır.Tolman, açıkça bütüncü davranışların çalışılması gerektiğini, davranışı moleküler olan hareketlere indirgeyerek çalışmanın davranışın bütünlüğünü ve anlamını kaybettirebildiğini düşünmüştür. Tolman 'ın amaçlı davranışçılık kuramında davranış; amaçlıdır, bütüncüdür, bilişseldir.
Alan Beklentileri: Organizma neyin neye götüreceğini öğrenir. Belli bir işaret gördüğünde onu, belli bir diğer işaretin izleyeceğini bekler. Bu öğrenmeye uyarıcı-uyarıcı öğrenmesi de denir. Bu tür öğrenmenin gerçekleşmesi için tek pekiştirme beklentinin doğrulanmasıdır.ÖR: Zil çalması dersin başlaması için bir işarettir.
Azınlık Etkisi : bir kişi yada grubun kitleleri etkilemesi. örnek: hitle
ikili kod teorisi: Tanım Hem görsel hem de sözel olarak kodlanan bilginin, uzun süreli bellekte saklanma ve hatırlanma şansının, bunlardan sadece birisiyle işlenen bilgidekinden daha yüksek olduğu teorisi.
Kontrol odağı: Kontrol odağı tanımı, ilk defa Rotter tarafından 1966 yılında yapılmıştır. Kontrol odağı, her zaman bireyin etrafında gelişen olayları algılama biçimi ile ilgilidir. İnsanlar, karşılaştıkları durumlar üzerinde ne kadar kontrol sahibi oldukları hakkında farklı düşünüş tarzlarına sahiptirler. Kontrol odağı algılamaları kişilerin hayat tecrübeleri ile de ilintilidir. Bunun yanında, konuya daha geniş bakıldığında sosyal sınıf da kontrol odağı üzerinde önemli rol oynamaktadır.
ÖĞRENME GALERİSİ
* * öğrenciler öğrendiği herşeyi resim galerisi gibi duvarlara asarlar diğerleri de listeleri gezer ve eklemek istediklerini eklerler en son eklenenler özete dönüşür sınıfa sunulur. * * Değerlendirme ve pekiştirme amacı ile kullanıla bilecek işlevsel bir tekniktir. Uygulama adımları şu şekilde sıralanabilir: * * Öğrencilerin küçük gruplara ayrılması, * * Grupların öğrendiklerini gözden geçirmesi, * * Bunları listelemesi, * * Duvara asmaları, * * Tüm grupların listelerinin incelenmesi, * * Eklemeler yapılması.
DALTON PLANI: Öğrencilerin ilgi ve yetenekleri birbirinden farklı olduğu için, bunları bir "sınıf"a doldurarak ortak ders yapmak doğru değildir. İnsanların kimi sanata, kimi bilime yatkın olur; aynı konuyu kimi bir saatte öğrenir, kimi iki saatte. Öte yandan, insan kendinin de aktif olarak katıldığı konuyu daha çabuk, daha kolay öğrenir. Öğrenci, kendi kendine çalışmayı öğrenmelidir. * Dalton Plânında okulun öğretim ortamları (sınıflar) her ders için ayrı ayrı düzenlenmiş ve oraya, o ders ile ilgili kitap ve diğer malzemeler konmuştur. Her dersin 10 ay boyunca öğretilecek konuları önceden hazırdır ve öğrenci bu konuları alır, o dersin "laboratuvarında" kendi öğrenme hızı ile öğrenir. * Her laboratuvarda bir rehber öğretmen oturur ve çocuklara yardım eder. Öğrenci her konuda baştan verilmiş sorulara göre bir "çalışma plânı" hazırlar. Bütün çalışmalar laboratuvarda yapılır; evde çalışma yapılmaz. Bir konu öğrenilmeden diğerine geçilmez. Bir üniteyi bitiren öğrenci, o ünite ile ilgili bir testten geçer.Öğrencinin günlük çalışmaları hem öğrenci hem de öğretmen tarafından izleme kartlarına işlenir.
BÜTÜNCÜ (MOLAR) DAVRANIŞ: Bütüncü davranışın ana niteliği amaçlı oluşudur. Tolman'a göre davranışı küçük parçalara, elementlere ayırarak çalışmak, davranışın.anlamını kaybettirmektedir. Bütüncü davranış, anlamı olan nisbeten büyükçe bir birimdir. Örneğin; farenin labirentte yiyeceği bulması, işe arabayla gitme, yemek pişirme, çamaşır yıkama, sınavda cevapları yazma vb. davranışlar bütüncü davranışlardır.Tolman, açıkça bütüncü davranışların çalışılması gerektiğini, davranışı moleküler olan hareketlere indirgeyerek çalışmanın davranışın bütünlüğünü ve anlamını kaybettirebildiğini düşünmüştür. Tolman 'ın amaçlı davranışçılık kuramında davranış; amaçlıdır, bütüncüdür, bilişseldir.
Alan Beklentileri: Organizma neyin neye götüreceğini öğrenir. Belli bir işaret gördüğünde onu, belli bir diğer işaretin izleyeceğini bekler. Bu öğrenmeye uyarıcı-uyarıcı öğrenmesi de denir. Bu tür öğrenmenin gerçekleşmesi için tek pekiştirme beklentinin doğrulanmasıdır.ÖR: Zil çalması dersin başlaması için bir işarettir.
Azınlık Etkisi : bir kişi yada grubun kitleleri etkilemesi. örnek: hitle
Yorum Gönder