Sistematik Davranış Kuramı (Hull)

  • Clark L. Hull (1884-1952), ilk olarak mühendislik eğitimi almıştır. Lisans sonrası eğitimini psikoloji üzerine yapmıştır. Yirmi dört yaşında çocuk felci geçirmesine rağmen çalışmalarına devam etmiştir. İlk çalışması hipnoz ve telkin üzerine olan Hull, on yıllık süreç sonunda öğrenme psikolojisine ve klasik koşullanmaya yönelmiş ve davranışın nesnel ilkelerini içeren genel davranış kuramını geliştirmiştir. Bu kuramı sunduğu ve iyileştirdiği bir seri kitap yazmıştır.
  • Hull’a göre ideal bir öğrenme kuramı Öklit geometrisi gibi postulat (önerme) ve teoremlerden kurulan mantıksal bir yapıya sahip olmalıdır.
  • Bu nedenle Hull’un kuram oluşturma anlayışı mantıksal tümdengelim olarak adlandırılmaktadır. 
  • 1943 te yayımladığı “ Davranış İlkeleri” adlı kitabı, öğrenme çalışmalarını kökten değiştirmiştir. Hull’un kuramı, öğrenmeyi açıklamaya çalışan ilk güçlü kuramdır.
  • Hull, kuram oluşturma anlayışında, varsayımsal tümdengelim ya da mantıksal tümdengelim yöntemlerini benimser.

Sistematik Davranış Kuramın Temel İlkeleri

Dışsal Uyarıcı ve Uyarıcı Kalıntısı: Dışsal uyarıcı, duyu sinirlerine etkiyi başlatır. Bu, duyu sinirleri üzerindeki etki, uyarıcı yok olduktan sonra da, birkaç saniye sürer. Hull, bu etkiyi uyarıcı izi olarak adlandırır. Bu bağlamda geleneksel Uyarıcı - Tepki formülü Hull tarafından Uyarıcı - Uyarıcı kalıntısı - Tepki olarak değiştirilmiştir. Esasen öğrenme uyarıcı izi ile tepki arasında kurulan bağ ile oluşur.

Duyusal Uyarıcıların Etkileşimi: Bu önerme, hangi uyarıcı ya da uyarıcı örüntüsünün hangi davranışı meydana getireceğini öngörmenin zor olduğunu ileri sürer. Bir davranışın sadece bir uyarıcı sonucunda oluşması çok nadirdir. Çoğu zaman davranış,birçok uyarıcının etkileşiminin sonucu olarak ortaya çıkar.

Öğrenilmemiş Davranışlar: Hull’a göre, organizma bir ihtiyaç duyduğunda, bu ihtiyacı giderebilecek davranış hiyerarşisine sahiptir. Hiçbir içsel tepki biçimi ihtiyacı etkili bir biçimde gideremiyorsa,bu durumda organizma yeni tepki biçimlerini öğrenmek zorunda kalır.

Öğrenmenin Koşulları; Bitişiklik ve Dürtü Azalması: Bu önermeye göre, uyarıcı davranışı doğurur, davranışda biyolojik ihtiyacın karşılanmasını sağlarsa, uyarıcı ve tepki arasındaki bağ güçlenir. Hull’a göre birincil pekiştirme,ihtiyacı giderici özelliğe sahip olmalıdır. Hull bu durumu dürtü azalması olarak adlandırır.

Uyarıcı Genellemesi: Hull’a göre uyarıcı genellemesi, birbirine benzer uyarıcıların aynı koşullu tepkiyi oluşturmasıdır. Başka bir deyişle,önceki öğrenmeler, benzer koşullar altında meydana gelecek yeni öğrenmelere aktarılır. Hull bu duruma genellenmiş alışkanlık gücü olarak adlandırılır.
Örnek: Arabasının motoru bozulan bir şoför bolduğu çözüm yolunu, arkadaşının arabasının motoru bozuluncada uygulamak ister. Örnek: Benzer problemler, benzer yollarla çözülür
Uyarıcı Dürtü Bağı: Organizmadaki biyolojik yoksunluk dürtüyü meydana getirir. Her dürtü de spesifik bir uyarıcıyla ilişkilidir.Bunun anlamı, her bir dürtünün giderilmesine yönelik özel bir uyarıcı mevcuttur.

HULL'un Bazı Temel Kavramları

Crespi Etkisi: Pekiştirmenin gücü ne kadar fazlaysa tepki o kadar kuvvetli olur. 

Örnek: Kediye ne kadar büyük balık gösterirseniz , o denli kafesten çıkma tepkileri ortaya koyar. *  Sayısal lotoda dağıtılacak ikramiyenin gücü arttıkça , kupon oynama sayısıda artar

Salınım Etkisi: Tepkinin ortaya çıkmasının engellenmesinin durumdan duruma, zamandan zamana farklılığı. 

Örnek 1:  Bir çocuğun oyuncağını annesi elinden alırsa daha şiddetli ağlar, baba elinden alırsa daha az ağlar.
Örnek 2: Çocuğumuz komşunun evine gittiğimizde daha çok yaramazlık davranışları gösterirken, kendi evimize geldiğimizde daha uslu durur.

Alışkanlıklar hiyerarşisi: 
  1. Davranış zincirindeki pekiştirme ne kadar geç yapılırsa ,reaksiyon gücüde o kadar zayıf olur. Ne kadar erken yapılırsa reaksiyon gücü o denli kuvvetli olur. 
  2. Labirente konan fare yiyeceğe ulaşmak için en kısa yolu öğrenir, o yol kapatılırsa ikinci en kısa yolu öğrenir. Buna alışkanlıklar hiyerarşisi denir.
  3. Örneğin bir labirentte yiyeceğe giden en kısa yol ,pekiştirmeyi en az geciktirmeyle sağladığından en yüksek reaksiyon gücünü meydana getirir
Koşullu ( Tepkisel ) engelleme: Yorgunluk, yaşlılık gibi etkenler reaksiyon gücünü etkiler. 

Örnek: Kafese konan genç kedi , yaşlıya göre daha çok kafesten çıkma davranışı sergiler. *  Tok kedi , dışarıdaki balığa ulaşmak için daha zayıf tepki ortaya koyar

Post a Comment

Daha yeni Daha eski